DEVAM: 4- RAHL (DEVE
PALANI) ÜSTÜNDE HAC YOLCULUĞU BABI
حدّثنا
أَبُو بِشْرٍ
بَكْرُ بْنُ
خَلَفٍ. حدّثنا
ابْنُ أَبِي
عَدِيٍّ عَنْ
دَاوُدَ بْنِ
أَبِي
هِنْدٍ، عَنْ
أَبِي
الْعَالِيَةِ،
عَنِ ابْنِ
عَبَّاسٍ؛
قَالَ: كُنَّا
مَعَ رَسُولِ
اللهِ صلى
الله عليه
وسلم بَيْنَ
مَكَّةَ
وَالْمَدِيَنةِ.
فَمَرَرْنَا
بِوَادٍ. فَقَالَ
((أَيُّ وَادٍ
هذَا))
قَالُوا: وَادِي
الأَزْرَقِ.
قَالَ
((كَأَنِّي
أَنْظُرُ
إِلَى مُوسى
صلى الله عليه
وسلم
((فَذَكَرَ مِنْ
طُولِ
شَعَرِهِ
شَيْئاَ، لاَ
يَحْفَظُهُ
دَاوُدُ))
وَاضِعاً
إِصْبَعَيْهِ
فِي
أُذُنَيْهِ.
لَهُ جُؤَارٌ
إِلَى اللهِ
بِالتَّلْبِيَةِ.
مَارًّا بِهذَا
الْوَادِي))
قَالَ: ثُمَّ
سِرْنَا حَتَّى
أَتَيْنَا
عَلَى
ثَنِيَّةٍ. فَقَالَ
(( أَيُّ
ثَنِيَّةٍ
هذِهِ؟)) قَالُوا:
ثَنِيَّةُ
هَرْشَى أَوْ
لِفْتٍ. قَالَ
((كَأَنِّي
أَنْظُرُ
إِلَى يُونُسَ،
عَلَى
نَاقَةٍ
حَمْرَاءَ،
عَلَيْهِ جُبَّةُ
صُوفٍ.
وَخِطَامُ
نَاقَتِهِ
خُلْبُةٌ،
مَارّاً
بِهذَا
الْوَادِي،
مُلَبِّياً)).
(Abdullah) bin
Abbâs (r.a.)'dan; Şöyle demiştir: Biz Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) ile beraber Mekke ve Medine
arasında (hac yolculuğu ediyor) idik. (Yolculuk esnasında) bir dereden geçtik.
Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): —
Bu, hangi deredir, diye sordular. Sahâbîler (r.a.) :
El-Ezrak
deresidir, dediler. Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): Musa
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) iki parmağını (n uçlarını) iki kulağına koyup
yüksek sesle telbiye etmek suretiyle Allah'a niyaz ederek bu dereden geçerken
gözümün önündedir, buyurdu (ve Musa'nın saçlarının uzunluğunu anlattı. Fakat
râvî Dâvûd anlatılanı iyice hatırlamıyor).
İbn-i Abbâs demiş
ki: Sonra bu yolculuğumuza devam ettik. Nihayet bir dağ yolunun (veya bir dağ
geçitinin) üstüne vardık. Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (orada
da) :
Bu, hangi dağ
yolu (veya geçiti)dir? buyurdu. Sahâbiler (r.a.): (Bu), Herşâ veya Lift yolu
(veya geçitlidir, dediler. Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
Yûnus
(Aleyhisselâm) kırmızı bir deve üstünde, yünden mamul bir cübbe giymiş,
devesinin yuları hurma lifinden örülü ince bir sicim olduğu halde telbiye
okuyarak bu dereden geçerken gözümün önündedir, buyurdu.
AÇIKLAMA: Bu hadisi Müslim de rivayet etmiştir. Hadiste geçen bazı kelimeleri
açıklayalım:
EI-Ezrak
Deresi, Mekke-i Mükerreme'ye bir mil mesafede bulunan Emec köyünün arkasında
kalır. El-Hafız'ın beyanına göre bu köyün arazisi tarıma elverişlidir.
Cüar: Sesi
yükseltmek ve yardım istemek, yakarışta bulunmaktır.
Telbiye,
Lebbeyke duasını okumaktır. Bu dua hac ve Umre ibadeti esnasında yüksek sesle
ve bol bolokunur. Buduanın tamamı ve hükmü ile manası bu kitabın 15. babında
rivayet olunan hadisler bölümünde anlatılacaktır.
Seniyye: Dağ
yolu ve dağ geçiti gibi manalara gelir. Burada bu iki mana da muhtemelolduğu
için tercemede buna işaret ettim.
Herşa. Şam ve
Medine yolu üzerinde bulunan bir da; ğın ismidir. Bu dağ Cuhfe yakınlarındadır.
Lüt: Mekke ile
Medine arasında bulunan Kadid dağının geçiti veya yoludur. Nevevi'nin beyanına
göre Kadı iyaz ve el-Matali sahibi;......... kelimesinin okunuşu hakkında üç
rivayet nakletmişlerdir: Bunlar: Lift, Left ve Lefet'tir.
Hıtam: Deve
yulandır.
Hulbe: Hurma
lifinden örülü sağlam ve ince sicimdir.
Resul-i Ekrem
(s.a.v.)'in eski peygamberlerden Musa ve Yunus'u hadiste anılan halde görmesi
ve onlara bakar gibi olması buyruğuyla kasdedilen mana hakkında müteaddid
yorumlar ve açıklamalar yapılmıştır. El-Hafız, el-Fetih'te bu yorumları özetle
şöyle anlatır:
1. Bundan
maksad Peygamber (Aley'rıi's-salatü ve's-selam)'in onları hakikaten görmesi ve
onları bu halde görmesidir. Çünkü peygamberler Allah katında dirilerdir,
rızıklanırlar. Bu itibarla dünyalarını değiştirmiş olmalarına rağmen onların
hac etmeleri mümkündür, Buna hiç bir mani yoktur. Nitekim Müslim'in Enes
(r.a.)'den olan bir rivayetine göre Resul-i Ekrem (s.a.v.), Mirac gecesi Musa
peygamber'i kabrinde ayakta namaz kılarken görmüştür. Mirac gecesi
peygamberlerin ruhları Resul-i Ekrem (s.a.v.)'e arz edildiği gibi hac yolculuğu
esnasında da bu iki peygamberin ruhlarının Resul-i Ekrem (s.a.v.)'e görünmeleri
mümkündür. Peygamberlerin cesedIeri ise kabirlerindedir.
2. Eski
peygamberlerin dünya hayatında iken ifa ettikleri ibadet şekilleri ve hac
yolculukları durumu Resul-i Ekrem (s.a.v.)'e temsili olarak Allah tarafından
gösterilmiştir. Bu nedenle Resul-i Ekrem (s.a.v.); "sanki ben ... "
ifadesini kullanmıştır. Yani "Onlara bakıyor gibiyim, görüyor
gibiyim" buyurmuştur.
3. Anılan iki
peygamber'in hac yolculukları hali Resul-i Ekrem (s.a.v.)'e vahiy yoluyla
bildirilmiştir. Bildirilen durum çok kesin, açık ve seçik olduğu için Resul-i
Ekrem (s.a.v.): "Onların bu hali gözlerimin önündedir" buyurmuştur.
4. Anılan iki
peygamber'in hac yolculukları hali Resul-i Ekrem (s.a.v.)'e vahiy yoluyla
bildirilmiştir. Bildirilen durum çok kesin, açık ve seçik olduğu için Resul-i
Ekrem: "Onların bu hali gözlerimin önündedir" buyurmuştur.
5. Resul-i
Ekrem (s.a.v.) bu iki peygamber'in anılan halde hac yolculuklarını rüyada
görmüştü. Sonra Resul-i Ekrem (s.a.v.) hac yolculuğu esnasında bu rüyayı hatırlayınca
arkadaşlarına anlatmıştır; Peygamberlerin rüyaları da vahiydir.
El-Hafız
yukardaki yorumları anlattıktan sonra: Bence en kuvvetli yorum sonuncusudur.
Çünkü diğer bazı hadisler bu yorumu teyid eder, demiştir.